1 Şubat 2010 Pazartesi
Gene Kızılacak ama...
Serdar Bilgili'nin taktığı şapka..
Karşılıklı kurlaşmalar...
85 yılında aynı tribünde bayrak sallamalar...
Kartal şampiyon, cimbom kupayı, ibne fener aldı babayı...tezahuratları
Fenerbahçe tribün tarihinde böyle bir pankart var mı?...Varsa susarız....
Ne demiş Atatürk
"Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin"
Gerisi laf ı güzaf
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sevgili guzel kardesim;
YanıtlaSilSenin Beşiktaşı bu kadar sevmemenin altında belki ben varım bilemiyorum ama bildigim bir şey var ki Beşiktaş sevilmese de; saygı duyulmayacak, hor görülecek hele hele aşağılanacak bir kulüp değildir. 107 yıllık bir kulubü aşağılamak kimsenin haddine değildir. Elbet yönetimlerinin, taraftarlaının yaptığı hatalar vardır ama bu hataları dillendirirken bile en yapılmaması gereken şey onu aşağılarcasına tavır takınmaktır. Bu da senin ve genel anlamda Fenerbahçelilerin yaptığı en büyük hatadır.
Fenerbahçe tribünlerinde biat kültürüyle gelişen taraftarlık kimliği içinde hiyerarşide en üst seviyedekine tapma, geri kalanını yok sayma olgusu; Fenerbahçe taraftarında, egosu yüksek, Fenerbahçe’ye tapma geri kalanını yok sayma ve hatta aşağılama kültürüne dönüşüyor. İşte Fenerbahçe’ye karşı diğer kulüp taraftarlarının içinde yarattığı nefretin ve ona edilen küfürlerin sebebi de tam bu noktadadır. Yani Fenerbahçelinin düşündüğü gibi büyük olduğu için ondan nefret edilmiyor ve ona küfredilmiyor ki bence büyüklük nefretle ölçülmemelidir. Beşiktaş’ın yıllar boyu rakiplerince sevilmesinin ve sempati duyulmasının altında yatan gerçekte alçakgönüllü bir camia oluşunda ve genel olarak 3 büyük arasında en fazla ezilen tarafta olmasındadır. Ancak günümüzde bu sempatiyi yok eden gaflete düşüp hatalar yapan Beşiktaş yönetimleri olmuştur bunu da kabul etmek gerekir. Beşiktaş 2000’li yıllarla birlikte yanlış seçimler yapmış, yapılan bu seçimlerle seçilen yönetimler, kongre üye yapısıyla oynamış ve kaos içinde ne olduğunu unutmayanların azınlıkta kaldığı bir camia haline gelmiştir. Bu duruma ilaveten endüstrileşen futbola ayak uyduramamış sağa sola savrulmuş kimlik kaybına uğramıştır. Elbet bir gün Beşiktaş için “iyi ve doğru” olanın “kötü ve yanlış” olanı kovacağını umuyorum bunun için yapabileceklerimi de elimden geldiğince yapıyorum.
---
Ancak senin yazılarının ana fikrini oluşturan “Beşiktaş küçüktür” alt cümlesi biat kültürüyle yoğrulmuş bir Fenerbahçelinin hayata bakışı olan ötekini aşağılamasıdır. Ama bence baktığın pencereden Beşiktaşın büyüklüğü algılanabilecek bir şey değildir. Beşiktaşı küçük düşürebilecek enstanteneleri öne atıp işte siz busunuz diyerek küçük olduğunu iddia etmek 107 yıllık bir kulübe yapılan haksızlıktır. Araştırılırsa Fenerbahçeyi de küçük düşürebilecek yüzlerce şey bulunabilir, ama bulunanlarla Fenerbahçe küçülmez. Bunca yıllık bir kulübü idare edenleri de, taraftarları da elbet zaman zaman gaflete düşebilirler. Ama zaman bu kulüpleri nasıl bitirememişse yine hatalardan ders çıkarıp kendilerine yakışan yollarda yürümeye devam etmişlerse, yine devam edeceklerdir. Edemezlerse zaten yok olur giderler ve içi boşalırlar. Temsil ettiği değerlerden uzaklaştıkça; ki bence her kulübün kendince doğruları ve değerleri olmalıdır; geri dönüş, umudunun bittiği noktada küllerinden yeniden doğarlar. Tıpkı Manchester United’ı satın alan Glazer’dan sonra kendilerini ManUTD’a artık ait hissetmeyenlerin FC United of Manchester kulübünü kurmaları gibi.
YanıtlaSilBaşka bir pencereden bakınca büyüklük, 15 yıl şampiyonluk görmediği halde sevgisini büyütmüş bir kulüp olmaktır, 5 yıl şampiyonluk yaşamadığı halde şampiyonluk maçında rakip yönetimi çiçeklerle karşılamak aynı maçta “100 yıllık dostluğu yaşatanlara saygılarla” pankartını açmakta büyüklüktür. Sırtına Kızılay-Mehmetcik vakfı’nın reklamını almakta ekonomik olarak yanlış olsa da büyüklük olarak görülebilir. Bunun yanında bence, Rıza Efendi 2 ekmek 1 süt, hepiniz o.ç.sunuz, Adam Gibi Adam Tayip Erdoğan, Ananızın A. , İtaat et, tüyü yolunmuş bastonlu kartal fotografıyla haddinizi bilin gibi pankartlar açmakta, rakibinin bayrağına kol sokup fotoğraf vermekte başka bir pencereden bakıldığında küçüklüktür. Hatta tribüne at pisliği, ot koyup üzerine idrarla süslemekte, rakibe saygı duymaktan ziyade ona eziyet edercesine hindi şov yapmakta bence büyük bir küçüklüktür. Bu örnekleri çoğaltmak neyi değiştirir bilmem ama Beşiktaşı senin gözünde küçük olarak görmeni değiştirmeyeceğini ve Fenerbahçeyi büyük değil en büyük olarak göreceğini değiştirmeyeceğini biliyorum. Çünkü Fenerbahçelilik özelin bunu gerektiriyor.
Son olarak Atatürk’ten bir alıntı yapmışsın ama cümlenin sonunu getirmemişsin. Atatürk, “büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin” derken iltifat etmeyi senin bahsettiğin anlamda dile getirmemiştir diye düşünüyorum, ve hatta kendiside ülke çıkarları uğruna yanlış veya doğru birçok ülkeyle işbirliğide yapmıştır. Ama Atatürk sözünü, o cümlenin ardında şu cümleyle bitiriyor;
YanıtlaSil"Kendini büyük degil, küçük, bir hiç sayarak,
Kimseden yardim görmeyecegine inanarak,
Bu engelleri asacaksin.
Bütün bunlardan sonra da sana büyük derlerse
Söyleyenlere gülüp geçeceksin."
buradan çıkan sonuca bakacaksak Fenerbahçe önce kendini küçük, bir hiç saymalı. Kimseden yardım görmeyeceğine inanarak engelleri aşmalı. Bu tam da Fenerbahçenin özellikle şuan ki Fenerbahçenin yapmadığıdır. Yani Fenerbahçe aslında küçük müdür? Bunu Atatürke sormak gerek ama artık çok geç.
Bravo...Keşke bu yazıyı topic olarak girseydin:)
YanıtlaSilBu arada yazı da hep büyüklük küçüklük kavramı üzerine yoğunlaşmıssın...biraz da BJk ile Gs nin bu tarihsel işbirliği sürecinden bahsetsen..? ben öyle değilim diye geçiştiremezsin! sence de bu bir tesadüf mü??
YanıtlaSilgereken cevap verilmiş.
YanıtlaSil