29 Nisan 2010 Perşembe

...Abidin ?


* Evet mutluyum; zira, uber alles, uzay takımı, şımarık, kolpa Barca "the special one" tarafından tarumar edildi. Mayıs ta Madrik sokakalarında bölücü katalanları görmeyeceğime mi, sarı lacivert Inter formamı gururla tribünde giyeceğime mi, yoksa neden olduğunu bilmeden Barca üzerinden Franco aleyhtarlığı yapan cahil yurdum insanına kapak olduğuna mı sevineyim. Madrid de o kupayı size kaldırtmazlar efendiler!! haydi evinize!

* Ben de gideceğim edeceğim diyorum ama şirketimin iş bilmezliği yüzünden Fransa konsolusluğundan refuse edildim vize için. Bu mevzuyu çözemezsem ben de aynen koltuktan izlerim maçı...

* Son günlerde Siirt te olan rezillikle yatar kalkar olduk.Bakınız, bu tarz hadiseler en modern dediğimiz ülkelerde bile olmaktadır. Sapıklığın pedofilinin memleketi olmaz. Ayıp dediğimiz kavram, bu gerçeği kabul etmeyip, "bizde böyle şeyler hiç olmazdı yahu" deyip üzerini örtmeye çalışmaktır. Bugün oğlancılık kavramı; türkülerimizden, edebiyatımıza (Divan edebiyatı şiirlerinin önemli kısmı oğlanlara hitaben yazılmıştır) mizah kültürümüzden küfürlerimize, her yere sirayet etmişken, bu kadar şaşırmak niye?

* Dayanamadım söyleyeceğim. Bugün bazı değerli arkadaşlarımız ne diyorlar: "Eşcinsellik bir tercihtir saygı duymak lazım. Onlar böyle doğmuşlar, doğaları bu. Onları olduğu şey için sorgulayamayız" vs...Peki bugün eşcinsellerden nefret etmenin neredeyse ayıp sayılacağı toplumumuz 50 sene önce bu şahıslar hakkında ne düşünüyordu acaba? Bugün pedofoli için söylenen her şey, kopartılan patırtı, durumun etik ve sosyal olarak irdelenmesi 50 yıl önce eşcinselik için vardı.Bu rasyonellikten uzak ukalalar olduğu sürece 50 yıl sonra da bu sapıklar baş tacı edilir. Ahanda benden söylemesi...

* "Up in the Air" güzel bir film. İş için fazla seyahat eden insanların; düştüğü girdabı, mutsuzluklarını, nasıl düzenin esiri olduğunu çok güzel anlatmış. Büyük patırtı koparmadan bir şeyler anlatmaya çalışan mütevazi filmleri seviyorum.Dvd cilerde cillop korsan kopyası mevcuttur,fyi...

* Yazı, ne deniz kum ne de mojito için özlerim. Benim için yaz: günübirlik adalara gitmektir...kalkan mevsimi de başlamış, bir insan başka ne ister ki?


* Başta kolpa editör olmak üzere bazı arkadaşlarıma çok pis hayırsızlaklar yapmaktayım. Çok işim var çok yoğunum işin hikaye kısmıdır, kendini değerli gösterme çabasıdır. Hepsinin gönlünü alacağım.

* Yaş oluyor 31...hiç o konulara girmek istemiyorum....

* Alın işte içinde "bir insan başka ne ister ki ?" tarzı dişi blogger cümleleri olan, mutluluk dolu bir yazı yazdım. Daha mı iyi oldu böle yani...bir dahaki yazıyla beraber ukala ve uyuza bağlamaya devam...söylemedi demeyin...

21 Nisan 2010 Çarşamba

Sütten Çıkmış "Kara" Kaşık




Beşiktaş Pazar Günü, sadece 1 (yazıyla: bir) kere organize olarak orta sahayı geçebilmiş, ne neticesinde haklı bir penaltı kazanmıştır.

Bjk'ye İnönü'de yenildiğimiz maçtan sonra hakem hakkında hiçbir şey yazmadım. Mesele mağlubiyete kılıf aramaksa; Gökhan Gönül'ün maçın başında verilmeyen penaltısını, ofsayttan atılan golü bahane etmek cuk oturur hadiselerdi zaar.

Bakınız bu maçta Bjk'liler tarafından sorgulanması gereken husus başkadır, takımlarının bu kadar galibiyete ihtiyacı olduğu bir maçta neden Beşiktasspor gibi oynadıklarıdır aslında onları sinirlendiren. Beşiktaş son yıllarda, geçen seneki kupa finali dahil olmak üzere, her Fenerbahçe maçına Anadolu Takımı zihniyetinde çıkmıştır. Daha önce blog da sıklıkla değindiğim gibi, anlamadığım bir şekilde, Beşiktaş'lı futbolcuların gizli bir Fenerbahçe hayranlığı&korkusu vardır. Yıllar önce bariz şekilde Bjk lehine olan galibiyet kantarı, Fb-Gs mücadelesini bile gölgede bırakacak şekilde, Kadıköy tarafına kaymıştır.Beşiktaş'lılar işte tam bu durumu sorgulamalıdır. Belki hakkınız yendi, bu maçı Kasımpaşa'nın bizi yenebildiği gibi kazanacaktınız bir ihtimal. Peki siz takımınızın bu kişiliksiz ve pısırık futbolundan memnun musunuz? Artık Fenerbahçe taraftarı Kadıköy'deki BJK maçlarına gittiğinde " bunlar gene 90 dakika defans yapacak" diye düşünüyor. Bu durum hoşunuza gidiyor mu? Sonra çıkıyor Yıldırım Demirören " 2 büyük oluşturulmak isteniyor" diyor.
Peki sizce büyüklük nedir?

Ha, ben de Emre'nin melek olduğunu iddia edemem. En başından beri Fenerbahçe'de oynamasına karşıyım. Ama Pascal Nouma'yı ilahlaştırmış, Sinan Engin gibi bir değer yaratmış, Nobre yi parmaklatmış bir camianın Emre ve Bilica hakkında ahlak nutukları atması abesle iştigaldir, komiktir, patetiktir. Şişme köpeklere takanlara da tavsiyem, sahada Bjk hakkında bir tane aşağılayıcı pankart olmadığı ve tezahurat yapılmadığı gerçeğini kendilerine itiraf etmeleridir.Demek ki bizim taraftar Gs seyircisine yaptığı muamelenin yarısını Beşiktaş'lılara yapsa toplumsal infial yaşayacak bu ülke...


Bir süredir yazmıyordum, adamı böle sinirlen yazdırdılar...

Kuşlar çiçekler böcekler daha sonraaa:)